Cumartesi, Mayıs 07, 2011

Kürtler ve BDP

Önceki yazımda Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki Kürtlerin çoğunlukta olduğu 12 ildeki Kürt seçmenlerin 2007 Genel Seçimlerindeki oy dağılımlarını içeren bir tablo bulunmaktadır. I.Bölge diye tabir edilen bu 12 ildeki oy dağılımı Kürt seçmenlerin genel eğilimi olarak kabul edilirse her 100 Kürt seçmenden 47'sinin AK Paritye, 39'unun ise Bağımsızlara yani Barış ve Demokrasi Partisine oy verdiği görülmektedir.

HEP, DEP, HADEP, DEHAP, DTP çizgisinin devamı olan BDP'nin Kürtlerin tamamını temsil ettiğini söylemek, bu çizgiye oy vermeyen %61'lik Kürt seçmeni yok saymak demektir. Zaten BDP'liler kendilerine oy vermeyen Kürtleri kömürcü, makarnacı, tırşikçi* olarak nitelendirmektedir ki burada asıl hedef AKP'ye oy veren Kürtlerdir. Bu söylemin, ulusalcıların AKP seçmenine göbeğini kaşıyan adam söylemi ile benzer olması tesadüf değildir.

Türkiye demokrasisi, batı demokrasisinden farklı olarak lider sultasının her anlamda etkin ve yetkin olduğu bir siyasi geleneğe sahiptir. Aslında bu gelenek tipik Ortadoğu feodal yapı ile batı demokrasisin melez ürünü de denebilir. Zaten Türkiye'yi diğer Ortadoğu diktatörlüklerinden ayıran unsur bu melez yapının (demokrasi + feodal zihniyet) mevcut diktatörü yönetimden alıp başka bir diktatörü yönetime getirebilmesidir. Türkiye'nin bir Mısır, Tunus, Suriye olamayacağının sebebi de Türkiye halklarının önüne konan sandıklardır. Fakat mevcut siyasi partiler kanunu liderin kendi partisi üzerindeki hegemonyasını sürdürmesine kaynaklık etmeye devam etmektedir ve bu liderin değişmesi olağanüstü durumlarda mümkün olmaktadır.    

BDP de, Türkiye'deki diğer siyasi partiler gibi bir lider partisidir. Diğer partilerden farklı olarak lideri partisini avukat görüşmeleri ile yönetmektedir. Abdullah Öcalan'ın megaloman dünyasına ait fikirciklerin BDP seçmeni tarafından özümsenip bunun sandığa yansıdığını düşünmüyorum. Demokratik özerklik belki kürt sorunun çözümü için önemli bir anahtar olabilir fakat Abdullah Öcalan'ın bu talebinin amacı çıkacağı cezaevinden oturacağı makamın sınırlarını temsil eden idari yapıdır. BDP'nin aldığı oylar devletin geçmişte ve halen yaptığı hataların sandıktaki tepkisidir. Şiddetin hayatın bir parçası olduğu topraklarda büyümüş ve geleceğe dair umudu veya hedefi olmayan yeni Kürt nesli şiddet ortamını körükleyen bir araç haline getirilmiştir. Dolayısıyla BDP kazanındaki suyun fokurdaması bu ateşin olabildiğince harlı olmasını gerektirir. BDP'nin yani Abdullah Öcalan'ın yaptığı budur.

Her 100 Kürt'ten 39 tanesi bu devletin politikalarına duyduğu tepki ve güvensizlikten dolayı BDP'ye oy vermektedir.
  
*Tırşikçi: (Kürtçe) Bedavacı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder